Kutadgu Bilig
Kutadgu Bilig, İslami Türk edebiyatının bilinen ilk büyük eseridir. Elde bulunan üç nüshanın Arat tarafından yapılan karşılaştırmalı metin tespitine göre 6645 beyitten oluşan manzum bir eserdir. Türkçenin bilim ve edebiyat dili olarak kullanıldığını gösteren en büyük tanıktır. (Ercilasun 2004; 293) Kutadgu Bilig’in değeri “Yazıldığı devrin, gerek siyasi ve gerek kültürel tarihi bakımından, Türk-İslam muhitinin çok mühim bir merhalesini teşkil etmesi”dir. (Arat 1991; VII) Kutadgu Bilig, ilk bakışta doğrudan doğruya devlet teşkilatı ile alakadar gibi görünse de şair eserinde tecrübenin verdiği bir olgunlukla cemiyeti teşkil eden fertler ile bunların cemiyet içindeki mevki ve vazifelerini tayin etmeye daha çok yer ayırmaktadır. (Arat 1991; XXI) Kutadgu Bilig, hem sosyoloji, hem de siyaset ilmi ile ilgili bir eser hâline gelir. Bundan dolayı kelime kelime “mesut olma bilgisi” manasına gelen “Kutadgu Bilig”, terim olarak “siyasetname” manasını kazanmıştır. (Ercilasun 1985:133) Kâşgarlı Mahmud, ölümsüz eseri Divânu Lügati’t-Türk’te “kut” kelimesinin karşılığını Arapça “devlet, baht, uğur, bereket” olarak açıklamıştır.1 Dilimizde “devlet” hem en üst yönetim kademesi hem de “mutluluk, saadet, huzur, rahat yaşayış, güven içinde olma” gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Bu yüzden Yûsuf Hâs Hâcib’in de “kut” kelimesini her iki anlamda kullanmış olması muhtemeldir. Zaten eserinin kimi yerlerinde “devlet”, kimi yerlerinde de “kut” demektedir. Bu durumda “kut” kelimesini “yönetimde egemen olma hâli” ve birey bazında “mutlu olma durumu” olarak anlamamız gerekmektedir. (Karamanlıoğlu 1970; 130) Kutadgu Bilig tatsız mecazlarla, ahlak dersi veren kuru bir nasihat kitabı değil, … insan hayatının manasını tahlil eden ve onun cemiyet ve dolayısıyla devlet içindeki vazifesini tayin eden bir felsefe, bir hayat felsefesi sisteminin (Arat 1991; XXV) ortaya konduğu bir eserdir. Onun asıl konusu “ideal bir toplum ve devlet” nasıl olur fikridir; ideal bir hayat nizamıdır. “Eser, şairin intihap etmiş olduğu yarı hikâye ve yarı temsil tarzında, arada hareketi hazırlayıcı ve izah edici monologlar ve canlı tabiat tasvirleri ile süslenmiş olan sahneleri ile, bütün olarak, öyle mükemmel bir üslup ve mimari içine yerleştirilmiştir ki bu malzemeye başka ne gibi bir şekil verilebileceğini düşünmek bile güçtür.” (Arat 1991; XXVI)
Kutadgu Bilig’in Anlamı ve Yazarı
kut: 1. (İlk ve en eski anlamı) Allah’ın ihsanı olan siyasi iktidar; egemenlik
yetkisi. 2. (Sonradan kazandığı anlam) Mutluluk, saadet, devlet, ikbal, sürekli esenlik, gönenç.
+Aḏ-: Öznesi genellikle insan olan ve sözcük kökünün belirttiği duruma
gelmek, nitelikte olmak, nitelik kazanmak kavramını anlatan geçişsiz eylemler türetir. (Ercilasun 1984; 17, Taş 2015; 91)
kut+Aḏ-mak: 1. Siyasi iktidar kazandırmak; egemenlik yetkisi vermek. 2.
Kutlu olmak, mesut / mutlu olmak, devletli olmak, ikbal sahibi olmak, sürekli bir esenlik kazanmak, gönenmek.
-gu: Soyut adlar türetir. (Taş 2015; 135)
kut-aḏ-gu: 1. Siyasi iktidar kazandıran, egemenlik yetkisi veren. 2. Mutluluk veren, mesut eden, ikbal sahibi kılan, esenlik sağlayan, gönendiren.
bil- mek : Bugün de kullandığımız “bil-mek” fiilinin köküdür.
-g : Eylem sonucunu bildiren fiilden isim türetme ekidir. (Taş, 2015; 117)
bil-(i)g: Eski Türkçede bugünkü “bilgi” kelimesinin söyleniş şeklidir;
hikmet.
Ercilasun, yukarıda belirttiğimiz gibi anlam olarak “mesut olma bilgisi”, terim olarak da “siyasetname” anlamına geldiğini belirtir. Başkaca bilim adamlarımız bu adlandırmanın doğru olmadığını, hiç değilse kendi devrinde bu
anlamda kullanılmadığını ifade ederler. Bu değerlendirmeleri ve “kut” kelimesinin başlangıçtan beri taşıdığı anlamları izlemekte yarar vardır.
11. yüzyılda Yusuf Has Hâcib tarafından kaleme alınan bu eser, Türk edebiyatı ve düşünce tarihinin mihenk taşlarından biridir. Yusuf Has Hâcib, Balasagun’da doğmuş, eserini burada yazmaya başlayarak Kaşgar’da tamamlamıştır. Eseri, Karahanlı hükümdarı Tavgaç Uluğ Buğra Han’a 1069-1070 yıllarında sunmuş ve bunun üzerine “has hacib” unvanı ile ödüllendirilmiştir. Kutadgu Bilig, hem bireysel hem toplumsal hayatı düzenleyen, ahlak ve devlet felsefesi sunan ilk Türkçe eserlerden biridir.
Kutadgu Bilig Ne Anlatır?
Kutadgu Bilig, yalnızca bir siyasetname değil; birey-toplum-devlet ilişkisini derinlemesine irdeleyen bir hayat felsefesi metnidir. Eserde yer alan karakterler aracılığıyla; adalet, saadet, akıl ve hayatın sonu gibi temel kavramlar sembollerle işlenir. Kün-Toğdı adaletli hakanı; Ay-Toldı saadeti; Ögdülmiş aklı; Odgurmış ise ölüm ve âkıbeti temsil eder. Bu karakterlerin arasındaki diyaloglar üzerinden ideal birey, erdemli yönetici ve dengeli toplum düzeni anlatılır. Eser, insana iki dünyada da mutluluğu sağlayacak yolu göstermeyi amaçlar.
Kutadgu Bilig’in Özellikleri
Eser, “feûlün feûlün feûlün feûl” vezniyle mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. Türk edebiyatında aruz vezninin başarılı ilk uygulamalarından biri olan Kutadgu Bilig, hem edebi hem felsefi hem de siyasi bir kaynak niteliğindedir. Dili, dönemin Doğu Türkçesi özelliklerini taşıyan sade ve anlaşılır bir yapıya sahiptir. Anlatımı yarı hikâye, yarı temsil tarzında olup canlandırıcı konuşmalar ve sahnelerle desteklenmiştir. 6645 beyitten oluşan eser, sonunda yazarın dönemin bozukluğuna ve dostların vefasızlığına dair şikayetleriyle tamamlanır.
Kutadgu Bilig’in Devlet Anlayışı
Kutadgu Bilig, yönetici sınıf için ahlaki rehber olmanın ötesinde, ideal devlet düzeninin nasıl olması gerektiğini de gösteren bir model sunar. Hakan, vezir, kumandan, hacib, hazinedar, aşçıbaşı gibi görevler detaylı biçimde tanımlanır. Her bireyin toplum ve devlet içindeki görevleri net bir şekilde çizilmiştir. Hakan ve memurlar arasındaki ilişkiler karşılıklı hak ve sorumluluklara dayanır. Bu yönüyle eser, Türk devlet geleneğinin teorik zeminini oluşturur.
Kutadgu Bilig’in Eğitime ve Bilgiye Yaklaşımı
Eserde bilgi, akıl ve eğitim ön plandadır. Bilge kişi, sadece öğrenen değil, aynı zamanda bildiğini toplumun yararına sunan kişidir. Kutadgu Bilig’de, öğretmen, tabip, rüya tabircisi, zanaatçı, çiftçi ve tüccar gibi meslek gruplarının topluma katkıları ve görevleri anlatılır. Bu, dönemin sosyal yapısını anlamak açısından eşsiz bir kaynaktır. Eserdeki düşünce, eğitimin hem birey hem toplum için vazgeçilmez olduğudur.
Kutadgu Bilig’in Günümüze Etkisi ve Önemi
Yazıldıktan sonra uzun süre unutulan eser, 19. yüzyılda yeniden keşfedilmiştir. Arap ve Uygur harfli üç önemli nüshası günümüze ulaşmıştır. Reşid Rahmeti Arat’ın çabalarıyla modern Türkçeye kazandırılan eser, bugün birçok üniversitede edebiyat, tarih ve siyaset bilimi alanında incelenmektedir. 1969’da yazılışının 900. yılı dolayısıyla hatıra pulu basılmış, 2002’de ise adıyla felsefe dergisi çıkarılmıştır. Kutadgu Bilig, hâlen Türk kültürünün, devlet anlayışının ve düşünce tarihinin en kıymetli hazinelerindendir.
Kutadgu Bilig’den Sözler
- Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur. Bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir.
- Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dil dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar.
- Anlayış ve bilgi çok iyi şeydir; eğer bulursan, onları kullan ve uçup göğe çık.
- Bir insan bütün dünyaya tamamen sahip olsa bile, sonunda dünyada kalır; onun kısmetine ancak iki top bez (kefen) düşer.
- Bu dünya renkli bir gölge gibidir, onun peşine düşersen kaçar; sen kaçarsan o seni kovalar..
- Bu dünyanın kusuru bin, meziyeti ise birdir. İnsan bunu nasıl geçirirse, o öyle geçer.
- Bütün halka içten gelen merhamet göster.
- Bütün iyilikler bilginin faydasıdır. Bilgi ile göğe dahi yol bulunur.
- Büyüklük taslayan, kibirli ve küstah adam, tatsız ve sevimsiz olur; kibirli insanın itibari günden güne azalır.
- Eğer kendine candan bağlı birisini arıyorsan, sözün kısası, kendinden daha candan birini bulamazsın.
- Dâima iyilik yap ki, kendin de iyilik bul.
- Doğan ölür, ondan eser olarak söz kalır. Sözünü iyi söyle, ölümsüz olursun.
- Elini uzatarak gökteki yıldızları tutsan ve başın göğe değse bile, sonunda sen yine yerdesin.
- Ey asil insan! insanlığı elinden bırakma; insanlığa karşı daima insanlıkla muamele et.
- İşi adaletle yap, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme.
- Hangi iş olursa olsun, sen onu tatlı dille karşıla; her işte tatlı dil kullanırsan saadet sana bağlanır.
- Hiç bir işte acele etme, sabırlı ol, kendini tut; sabırlı insanlar arzularına erişirler.
- Diline ve gözüne sahip ol, boğazına dikkat et; az ye, fakat helal ye.
- Hangi işe girersen, önce sonunu düşün; sonu düşünülmeyen işler, insana zarar getirir.
- Başkasının zararını isteme, kendin de zarar verme; hep iyilik yap, kendi heva ve heveslerine hakim ol.
- Bak, doğan ölür; ondan, eser olarak, söz kalır; sözünü iyi söyle! ölümsüz olursun.
- İnsanın bunca zahmet çekmesi hep boğazı ve sırtı içindir; mal toplar, yiyemez; öldükten sonra da vebali altında kalır.
- İnsan nadir değil, insanlık nadirdir. İnsan az değil, doğruluk azdır.
- İnsanın bunca zahmet çekmesi hep boğazı ve sırtı içindir. Mal toplar, yiyemez; öldükten sonra da vebalı altında kalır.
- Çok mal aç gözlüyü doyurmaz. Ecel gelince pişman olur, fakat artık işini yoluna koyamaz.
- Akıl bir meşaledir. Kör için göz, ölü vücut için can, dilsiz için sözdür.
- Kötülük edersen, kötülüğün karşılığı pişmanlıktır. Elinden gelirse, kötülüğün inadına iyilik yap.
- Çok dinle fakat az konuş. Sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle.
- Fenalık cahillikten doğar, hastalıklar kötülükler hep aynı noksanlıktan ileri gelir. Fakat tedavi ile hastalara şifa verilebilir; terbiye ile kötüler iyi edilebilir; okumak yoluyla da bilgisizlere bilgi verilmiş olur.
- Gönlünü ve dilini doğru tut!
- Gurur faydasızdır, o insanları kendinden soğutur. Alçak gönüllülük ise insanı yükseltir.
- Halka faydalı ol, onlara zarar verme!
- Her mahlûk kendi nasibini alır. Yürüyenler yiyeceklerini ve uçanlar da yemlerini bulurlar.
- Her sözü söz diye ağzından çıkarma. Lüzumlu olan sözü düşünerek ve ihtiyatla söyle.
- Her bakımdan tam zengin olmak istersen, kanaatkâr ol. Böylece kendi nasibini elde etmiş olursun.
- Huzur istersen zahmet ile birlikte gelir. Sevinç istersen kaygı ile birlikte bulunur.
- İşe acele ile girme, sabır ve teenni ile hareket et. Acele yapılmış olan işler yarın pişmanlık getirir.
- İnen yükselir, yükselen iner, parlayan söner ve yükselen durur.
- İnsan süsü, yüz; yüzün süsü, göz; aklın süsü, dil; dilin süsü, sözdür.
- İnsan, binlerce yaşasa, arzu ettiği şeylere kavuşsa bile, yine dileği bitmez.
- İnsana insanlığı nisbetinde mukabelede bulun. Böyle mukabelede bulunduğu için, insana insan adı verilmiştir.
- İnsanı dil kıymetlendirir ve insan onunla saadet bulur. İnsanı dil kıymetten düşürür ve insanın dili yüzünden başı gider.
- İnsanların seçkini insanlığa faydalı olan insandır. Halk nazarında muteber kimse, merhametli olan insandır.
- İyi hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır!
- Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır. Oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur.
- Kimin sana biraz emeği geçerse, sen ona karşılık daha fazlasını yapmalısın.
- Kötülük değersiz bir şey olduğu için, onu yapan da değersizdir.
- Menfaat sandalyeye benzer; başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan seni yükseltir.
- Öfke ve gazapla işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin.
- Söz ağızda iken sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun esirdir.
- Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama. Fayda görmezse, sana düşman olur, ondan vazgeç.
Bu okuduğunuz Kutadgu Bilig içeriği seo amaçlı oluşturulmuştur. İçeriğin doğruluğunu teyit etmeden kaynak göstermeyiniz.
Damla Yaşlıoğlu’nun Türk Mitolojisinden ilham alınarak oluşturduğu koleksiyonuna göz atmak ister misiniz? Mağaza sayfamızı ziyaret edin!