Atatürk
Atatürk

Bir Kitap Kapağı Tasarlamak

Bir roman, bir şiir, bir hikâye kitabının kütüphanenizde yer almadan önce üzerinde titizlikle çalışıldığı birçok aşaması var. Öncelikle yazarının büyük bir heyecan ile kaleme aldığı satırları, editörünün pür dikkat kelimesi kelimesine incelemesi ve daha sonra konusuyla uyumlu bir kapağın tasarımcının gözüyle uyarlanması. “Yazdım oldu, bastık” tavrıyla iş yapanlar da var elbette ama bizim dünyamızda onlara yer yok. 

Nasıl Başladım?

Mesleğe değil tabii. O kadar geriye gitmeyeceğim. 

Bir döneme kadar kitap kapağı tasarımı yapmaktan sürekli kaçınmıştım. Hatta bazı editör dostlarımın “Neden yapmıyorsun?” sorusuna “Ben kimsenin nazıyla uğraşamam, kitap kapağı işi sıkıntılı. Ben bir işi bir kere yaparım ve o olur” demişliğim vardır. Hatta biraz daha abartarak “Operatör gibi her kitabı yapamam, yaptığımın bir anlamı olmalı, kitap içeriğiyle bir bütün olmalı” diyerek egomu tavana çıkardığım bile oldu. Ötüken’in özel baskısını hazırladığı Bozkurtlar romanı için hayalimdeki tasarımı yapamadım orası ayrı tabii… Bazen olmaz… (Ama Ötüken ekibi çok güzel bir iş çıkardı ortaya, tebrikler!)

Sonra baktım, sevdiğim dost ve büyüklerimin kitapları çıkıyor, tamam dedim kolları sıvamanın vakti geldi. 

Nasıl Devam Etti?

Asıl uzmanlık alanım internet siteleri ve mobil uygulamalar için arayüz tasarımları geliştirmek olsa da kitaplarla nefes alabildiğim bir başka dünyam var.  İş hayatının koşturmacasında bazen duygularınızı dökebileceğiniz, kendinize ayırabileceğiniz bir vaktiniz kalmıyor. Zihninizi toparlayıp ve bunlara bir bütünlük katıp bir metin haline getiremiyorsunuz. İşte burada bazen romanlara, bazen hikayelere bazen de şiirlere sığınıyoruz. Orada kendinizden bir şeyler görür veya yaratıcı dünyanıza yeni bir bakış açısı kazandırırsınız. Bu sebeple kitapları seviyorum, bir kitabın yayına hazırlanmasında yer almak, o kitap için bir şeyler üretmek iş hayatının koşturmacasından sıyrılıp kendimi arındırmama imkan sağlıyor. 

Bir kitabın kapak tasarımını yaparken yazar veya editörle kitap üzerine yaptığım sohbetler beni çok heyecanlandırır. Çoğu zaman bu sohbetler sırasında kapağın tasarımını kafamda çoktan yapmış olurum. Özellikle Post Kitap’tan yayınlanan Ahmet Tüzün ve Mahmut Yıldırım’ın romanlarının kapaklarını hazırlarken yazarların kendileriyle kitapları hakkındaki sohbetlerimin etkisi büyük. İtiraf etmeliyim ki hazırlarken kendime güvenmediğim anlar oldu ama nihayetinde eserlere yakışır kapaklar hazırladık. 

En çok da işin kitabın editörü veya yazarıyla sohbet etme kısmını seviyorum. Özellikle romanlarda geçen olay örgüsünü birinci ağızdan dinlemek muhteşem. En keyiflisi de ne biliyor musunuz? Bazen yazarın eşinin bile bilmediği romandaki karakterlerin aslında kim olduğunu size söylemesi. 

İlk kapak çalışmamı ise Mahir Şanlı’nın “Talih – Bir Kars Hikayesi” isimli kitabı için yapmıştım. Mahir Şanlı ile yaptığımız kısa bir görüşmenin ardından hikayeye yakışır bir kapak ile kitabı yayına hazırladık. Talih’i hazırlarken Mahir Şanlı’dan daha heyecanlı olduğumu söylemek isterim. Çünkü benim ilk kitap kapağı çalışmamdı ve en ufak bir aksilikle karşılaşmak dahi istemiyordum. Bu arada şöyle güzel bir anım var; Mahir Şanlı’nın matbaada kitabına ilk bakışını hatırlıyorum, “o an” benim yaşadığım tüm heyecan ve mutlulukları söküp atabilir.

Nelere Dikkat Ediyorum?

İki temelim var: Uygulayacağım doku ve tipografi. Paragrafın bitiminde bazı kitap kapağı tasarımlarında kullandığım tipografi örneklerini görebilirsiniz. Tipografileri oluştururken yukarda da bahsettiğim gibi yazar veya editörün bana kitabı aktardıklarını ben de tipografiye aktarmaya çalışıyorum. O kitabın havasını, gücünü, duygusunu tek bir öğe ile anlatmak bir başka zevkli noktası. Misal Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları için hazırladığım “Tarihi, Etimolojisi ve Edebiyatıyla Boza Kitabı” kapağında bozanın lezzeti ve tarihini sadece tipografisi ile vermeye çalıştım. Onun devamında leziz bir boza görseli ile iştah açıcı bir kapak ortaya çıktı.

kapak tasarimlari Bir Kitap Kapağı Tasarlamak

Göktürk Ömer Çakır’ın “Okumanın İzsürümü” başlıklı yazısında da dediği gibi “… kitaplar bir yerde, tıpkı günlük yaşantımızdaki insanlara benzer. Bir insanın ilk önce dış görüntüsü, bir kitabın ise ilk önce kapağı ve ismi ilgimizi çeker. Okumaya karar verdiğimiz bir kitabı iki üç sayfa sonra sıkılıp bırakmak, insana karşı peşin hükümlü olmak gibi bir şey de sayılamaz mı? Sadece dış görünüşle veya çok kısa geçirilen bir süreyle karşınızdaki kişiyi tanımış sayılmazsınız; içine girmek, anlamak, zaman ayırmak gerekir.”  Ben de hikayesini hissedemediğim, tanıyamadığım bir kitabın kapağını tasarlayamıyorum. 

Kapakların hikayelerine de burada yer vermek isterdim ama bunu Yeni Tanin üzerinden yayınlayacağım kitap kapağı hikayeleri ve o kitabın incelemesiyle beraber okumak daha keyifli olabilir.

Bu arada Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, Post Kitap, Tün Kitap, Doğu Kütüphanesi Yayınları ve Mavi Gök Yayınları ile beraber Türk Edebiyatı için çalışmaya devam edeceğiz…

Örnek kapak çalışmalarımı @tipografilerim isimli instagram profilimden görebilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz